
Av. Kaptan Kılıç
KAÇAKÇILIK SUÇLARINDA HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VE KAMU ZARARI İLİŞKİSİ
Giriş
Gümrük kaçakçılığı suçlarında, mahkemece yargılama sonunda suça konu eşyanın müsaderesine karar verilebilmektedir. Ancak uygulamada, soruşturma aşamasında el konulup gümrük idaresine teslim edilen ve bilahare kovuşturma aşamasında mahkemece müsaderesine karar verilen eşya için hesaplanan gümrük vergileri, kamu zararı olarak kabul edilip, sanığın Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasından yararlanabilmesi için ödenmesi istenilmektedir. Bu yazımızda bu uygulama hakkındaki görüşlerimizi açıklamaya çalışacağız.
- Gümrük vergilerinin ödenmemesinden veya eksik ödenmesinden doğan kamu zararı
Gümrük vergilerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi sonucunda ortaya çıkan kamu zararı, Devletin yani kamunun alması gereken gelirden mahrum kalmasıdır. Bu durumun mali ve cezai boyutları olduğu bilinmektedir.
İthalat sırasında bu zarar genellikle; İthal edilen malın kıymeti, cinsi, miktarı ya da menşei yanlış beyan edildiğinde ve hesaplanması gereken gümrük vergilerinin doğru hesaplanmaması sonucunda ortaya çıkar. Ülkeye eşya sokulması sırasında gümrük idaresine hiç beyan yapılmadığında da Devlete ödenmesi gereken gümrük vergileri ödenmemiş olabilir.
Bazı durumlarda, kanunlarda öngörülen istisna ve muafiyetler amacı dışında kötüye kullanılmak suretiyle, gümrük vergilerinin hiç alınmamasına veya eksik alınmasına dolayısıyla kamu zararı oluşmasına neden olunabilir.
Gümrük vergilerinin eksik ya da hiç ödenmemesi durumunda öncelikle; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 234 ila 241 inci maddelerine göre gümrük vergilerinin ve bu maddelerde öngörülen idari para cezalarının tahsil edilmesi gerekir. Gümrük Kanununa göre yapılacak bu işlemlerde yükümlülerin kötü niyetli ve kasıtlı olup olmadıklarına bakılmaz.
Ancak, ortada gümrük idaresini kasıtlı olarak aldatıcı işlem ve davranışlarla ülkeye eşya sokma durumu var ve bu suretle gümrük vergileri ödenmemiş ise 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa göre işlem yapılır.
- Kaçakçılık suçlarına konu eşyaya el konması ve müsadere edilmesi
Türk Ceza Kanunu’nun 54 üncü maddesi birinci fıkrasına göre; “ İyiniyetli üçüncü kişilere ait olmamak koşuluyla, kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyanın müsaderesine hükmolunur.” Yine kanunun 54 üncü maddesi ikinci fıkrasına göre; “Birinci fıkra kapsamına giren eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız kılınması halinde; bu eşyanın değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verilir.”
Müsadere ile birlikte, eşyanın mülkiyeti kişiden alınarak kamuya geçmekte ve kişi bu eşya üzerinde artık hiçbir tasarruf hakkına sahip olmamaktadır. Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 13 üncü maddesi gereğince kanunda tanımlanan suçlarla ilgili olarak 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun eşya ve kazanç müsaderesine ilişkin 54 ve 55 inci madde hükümleri uygulanır. Ayrıca aynı kanunun 16. Maddesi gereğince bu eşyalar tasfiyeye tabi tutulur. Tasfiye Gümrük Kanunu hükümlerine göre gümrük idaresince yapılır. Eşya tasfiye edilirken gümrük idaresince belirlenen kıymeti üzerinden gümrük vergileri hesaplanır ve eşya ihale yoluyla veya perakende satış yöntemiyle satılır. Müsadere kararı verilen ve tasfiye edilen eşyanın satış bedeli aynı zamanda gümrük vergilerini de içermektedir.
- 3. Kaçakçılık suçuna konu olduğu için el konulup gümrük idaresine teslim edilen ve bilahare müsadere kararı verilen eşyada kamu zararından bahsedilebilir mi?
Bu soruya hayır cevabını veriyoruz. Şöyle ki; Yukarıda kaçakçılık suçlarına konu olduğu için el konulan ve gümrüğe teslim edilen eşyanın gümrük idaresince gümrük vergileri hesaplanmak suretiyle satışa esas bedelinin tespit edildiğine değinmiştik. Bir başka deyişle; eşyanın Devlet tarafından satışı yapılırken gümrük vergileri de dikkate alınmaktadır. Dolayısıyla bu şekilde olan eşya için kamu zararından bahsedilemez.
Kamu zararından bahsedebilmek için; Türk Ceza Kanununun 54/2 inci fıkrasında açıklandığı üzere, kaçakçılık suçuna konu olan – eşyanın, ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız olması- gerekir. Bu durumda eşyanın sadece değeri kadar para tutarının müsaderesine karar verileceği için ödenmemiş olan gümrük vergileri kamu zararı olacaktır. Bu zararın suçu sabit görülen sanığa/sanıklara ödetilmesi de hukukun gereğidir.
- Kaçakçılık suçlarında Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması Kararı ve kamu zararı ilişkisi
Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesinin 5 inci fıkrasında; “ Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, müsadereye ilişkin hükümler hariç, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.” Hükmüne yer verilmiştir.
Aynı maddenin 6 ıncı fıkrası –c- alt bendinde ise; HAGB kararının verilme şartları arasında; “Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın; aynen iade, suçtan önceki hâle getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi” öngörülmüştür.
Bu maddelerden anlaşılacağı üzere; Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararının verilebilmesi için –kamu zararının giderilmesi- gerekmektedir. Yukarıda kaçakçılık suçuna konu olduğundan el konulan ve gümrük idaresince satış suretiyle tasfiye edilen eşyanın satış bedeli içinde ödenmemiş gümrük vergilerinin olduğuna değinmiştik. Bu nedenle ortada bir kamu zararı olduğundan bahsedilemez. Kamu zararından(ödenmemiş olan veya eksik ödenen gümrük vergileri) bahsedebilmek için suça konu eşyanın; ortadan kaldırılması, elden çıkarılması, tüketilmesi veya müsaderesinin başka bir surette imkansız olması- gerekir.
Sonuç
Kaçakçılık suçuna konu olduğu şüphesiyle el konulan ve gümrük idaresince tasfiye edilen eşyanın, satış bedeli içinde gümrük vergileri de bulunduğu için kamu zararından bahsedilemez.
Ayrıca, müsadere kararı ile mülkiyeti Devlete intikal ettirilen eşya üzerinde sanığın artık bir tasarruf hakkı da bulunmadığından, gümrük vergilerinin mükerrer olarak birde sanıktan istenmesinin ve bunun Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı için şart olarak uygulanmasının hakkaniyete ve hukuka uygun olmadığı görüşündeyiz.
İzmir, 19.04.2025