Av. Kaptan Kılıç
GÜMRÜK VERGİLERİNİN HATALI GTİP NEDENİYLE GERİ VERİLMESİ
I-GİRİŞ
Ülkeye eşya ithali sırasında yürürlükte olan dış ticaret rejimi ve gümrük mevzuatı uygulanmak suretiyle, gümrük vergilerinin tahakkuk ve tahsil işlemini gümrük idareleri yapmaktadır. Bu işlemler yapılırken eşyanın gümrük vergilerinin tahakkuk ve tahsiline esas teşkil eden GTİP(Gümrük Tarife İstatistik Pozisyonu) ile ilgili olarak mükellefle idare arasında uyuşmazlık çıkması veya GTİP’nun hatalı olduğunun ithalattan sonra anlaşılması mümkündür. Biz bu yazımızda; GTİP’nun hatalı beyan veya idarece tespit edilerek fazla ödenen gümrük vergilerinin geri verilmesini Danıştay İçtihatları Birleştirme Kararı doğrultusunda değerlendirmeye çalışacağız.
II – GÜMRÜK VERGİLERİNİN GERİ VERİLMESİNİN YASAL DAYANAĞI
Gümrük Vergilerinin geri verilmesi ve kaldırılması 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 210 ila 217 inci maddelerinde düzenlenmiş olup, aşağıda değerlendirmemize esas iki maddenin metnine aynen yer veriyoruz.
Gümrük Kanunu’nun 210 uncu maddesinde; “Bu Kanunda geçen;
- a) “Geri verme” deyimi, ödenmiş olan gümrük vergilerinin tamamen veya kısmen geri ödenmesi,
- b) “Kaldırma” deyimi, henüz ödenmemiş olan gümrük vergilerinin tamamen veya kısmen alınmamasına karar verilmesi,
Anlamına gelir.
Formun Üstü
Gümrük vergilerinin geri verilmesi veya kaldırılmasına ilişkin hükümler bu Kanun kapsamında tatbik edilen para cezaları için de uygulanır.” Hükmüne,
Aynı Kanunun 211 inci maddesinde ise; “1. Kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergileri geri verilir. Kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergileri kaldırılır.
Formun Üstü
Ancak, kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez.
- Kanunen ödenmemeleri gereken gümrük vergileri, söz konusu vergilerin yükümlüye tebliğ edilmesi ve ilgilinin 3 yıl içinde gümrük idaresine müracaatı üzerine geri verilir veya kaldırılır.
Kontrol ve denetleme sonucunda, geri verme veya kaldırma hallerinden birinin tespiti durumunda, aynı süre içinde geri verme veya kaldırma işlemi doğrudan yapılır.
Bu süre mücbir sebep veya beklenmeyen hallerde uzatılabilir.
Hükmüne yer verilmiştir.
III- GÜMRÜK VERGİLERİNİN GERİ VERİLMESİYLE İLGİLİ 1966 TARİHLİ DANIŞTAY İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KARARININ İNCELENMESİ
Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 1966 yılında vermiş olduğu 02.07.1966 tarih ve E.1965/13, K.1966/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararıyla; Danıştay 4. Dava Dairesi ile Danıştay 7. Dava dairesi ve Dava Daireleri Kurulunun vermiş olduğu farklı kararların ele alınarak İçtihatları Birleştirme Kararı verildiği görülmektedir. Buna göre;
1.Kararın özeti bölümünde; Gümrük Vergisi tahakkukuna karşı Gümrük Kanununun 76, 78 ve 83 üncü maddelerindeki hükümler dairesinde itiraz etmemiş bulunan bir mükellefin, aynı kanunun 85 inci maddesine dayanarak fazla ödediği vergileri geri isteyip istiyemiyeceği hakkında olduğu belirtilmiştir.
- İçtihadı Birleştirme Kararına içerik olarak baktığımızda;
Birleştirmeye konu Danıştay 4. Dairesinin 20.03.1956 gün ve esas;1955/2189, 1956/991 sayılı kararından bahisle; “İthal olunan eşyanın, taviz listesinin 664 numarası altındaki 2 numaralı ihtar gereğince muafiyeti; kabul ve hazırlanması İktisat ve Ticaret, Gümrük ve İnhisarlar ve Ziraat Vekaletlerine bırakılan listenin 41 numarasına kayıtlı olduğu iddia edildiği ve bu iddianın hilafının davalı tarafından isbat ve tevsik olunmadığı cihetle vergilerin fuzulen tahsil edilmiş bulunduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile müesses muamelenin bozulmasına..” karar verildiği belirtilmiştir.
Danıştay 4 üncü Dairesinin bu içtihadını belirten diğer kararlarındaki maddi olaylarında aynı mahiyette olduğuna değinilmiştir.
Birleştirmeye konu Danıştay 7. Dairesinin 13.12.1963 gün ve esas 1963/619, 1963/4943 sayılı kararına atfen; “renkli ve yaldızlı porselen çay tabağı ithali münasebetiyle ödedikleri vergilerin genel tarife ile tavizli tarife arasında farka isabet eden kısımların iadesi dileğiyle vaki müracaatlarını red eden Gümrük ve Tekel Bakanlığınca müesses muamelenin iptali davasında; mükellef her ne kadar 5383 sayılı Kanunun 85 inci maddesine dayanarak tahsil edilmiş vergilerin iadesini istemekte ise de, mezkur madde açıkça fazla alındığı anlaşılan vergi ve resimlerin iadesini hüküm altına almış bulunmaktadır. Hadisede mükellef tarafından ihtilafsız olarak herhangi bir şekilde, kaydı ihtirazi dermeyan edilmeden vergilerin ödendiği ihtilafsız bulunduğuna ve bu sebeple açık bir kanunsuzluk mevzubahis olmadığına ve mükellef tahakkukta bir kusur görerek kanunda yazılı mercilere başvurmadığı cihetle, bilahare çıkan vekalet tamiminden bahisle ahdi indirimden istifade ettirilmesini istemesi mümkün değildir. Ödenen paranın iadesi yönündeki talebin reddi işlemi kanuna uygundur.” Denilmiştir.
Bu karardan da görüleceği üzere; Geri verilmesi reddedilen gümrük vergileri –hiçbir ihtilaf yaratılmaksızın, ihtirazi beyanda bulunmaksızın ve kanunun gösterdiği yollara müracaat edilmeksizin- ödenmiş olmalıdır.
İçtihadi Birleştirme Kararına konu Dava Daireleri Kurulunun 6.11.1964 gün ve esas: 1960/198, 1964/432 sayılı kararında; “Gümrük Kanunun 85 inci maddesinde, -Kanuna göre fazla alındığı anlaşılan vergilerin- geri verileceği yazılı ise de, bu hükmün uygulanacağı hallerin, kanunun tatbikinde taraflar arasında uyuşmazlık söz konusu olmayan hususlara münhasır bulunduğunu kabul etmek icap eder. Zira, herhangi bir kanun hükmünün uygulanmasında taraflar arasında bir uyuşmazlık mevcut olduğu takdirde, kanunen belirtilmiş olan merciler tarafından meselenin çözümleneceğini ve böyle bir uyuşmazlık bulunmayan hallere maksur olmak üzere, açık hesap hataları gibi maddi bir hata veya kanunun açık bir hükmüne muhalefetten doğan fazlalık gibi kanuni itiraz merciinin tetkikine arz edilmeden aşikare çıkarılması mümkün olan hususlarda ise, düzeltme yoluna gidilebileceği, mezkur 85 inci maddenin –kanuna göre-tabirinden çıkarmak mümkündür. Diğer taraftan bir kanun hükmünün yanlış tatbiki suretiyle fazla vergi alınmasından doğan bir ihtilafın kanuni mercilere arzedilmeden düzeltme yoluyla, Bakanlıkça çözülebileceğini düşünmek herhangi bir tahakkuka itiraz konusunda iki muvazi itiraz yolu kabul etmek ve bunlardan birisinin tercih hakkını da mükellefe tanımak demek olur.” Denildiğine ve mükellefin iade isteminin red edildiğine değinilmiştir.
İçtihadı Birleştirme Kararına konu olan Dava Daireleri Kurulu’nun bu kararından da anlaşılacağı üzere; mükellefle gümrük idaresi arasında kanun hükmünün uygulanması açısından bir uyuşmazlık var ise, kanunda belirtilen merciler tarafından(idari makam Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüğü- yargı mercii Vergi Mahkemesi) sorun çözümlendikten sonra fazla alınmış vergilerin geri ödeneceği açıkça anlaşılmaktadır.
Mezkur İçtihadı Birleştirme Kararının sonuç bölümünde; “Gümrük Vergisi tahakkuklarından ötürü çıkacak anlaşmazlıkların 5383 sayılı Gümrük Kanununun 76, 78 ve 83 üncü maddelerine göre hal edileceği tabi bulunduğu ve mal gümrükten çekildikten sonra yanlışlıkla alındığı veya fuzulen tahsil olunduğu açıkça anlaşılan vergilerin, değişik 85 inci maddeye göre, ödeme mükellefiyetinin başladığı tarihten itibaren üç yıl içinde geri verilmesi gerektiği cihetle içtihadın bu esaslar dairesinde ve Danıştay 4 üncü dairesinin 17.10.1955 gün ve esas 1955/1264, 1955/2484 ve 20.03.1956 gün ve esas 1955/2189, 1956/991 sayılı kararları veçhile birleştirilmesine 2.7.1966 tarihinde birinci oturumda üçte iki çoğunluk sağlanamadığından ikinci oturumda, oyçokluğu ile karar verildi.” Denilmiştir.
Söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararından da açıkça anlaşılacağı üzere; Birleştirmeye konu olan gerek Danıştay 4. Dairesinin gerekse 7. Daire ve Dava Daireleri kurulunun kısaca yukarıda bahsettiğimiz tüm kararlarında; mükellefle gümrük idaresi arasında Gümrük Kanunu ve mevzuatının uygulanması açısından bir uyuşmazlık doğmuş ise, bunun kanunun gösterdiği yollarla(bu gün yürürlükte olan 4458 Gümrük Kanununun 242. Maddesine göre idari itiraz ve bilahare dava yolu) çözüme kavuşturulması gerektiği belirtilmiş olup, bu yollar kullanılarak sonuç itibariyle; “yanlışlıkla alındığı veya fuzulen tahsil olunduğu açıkça anlaşılan gümrük vergilerinin geri verileceği” konusunda en ufak bir tereddüt yoktur. Zaten bunun aksinin hukuken düşünülmesi de mümkün değildir. Böyle bir düşünce; idare nezdinde haksız uygulama yapıldığını düşünen mükelleflerin haklarını mahkeme yoluyla arama yolunu da boşa çıkarmış olacaktır. İçtihadı Birleştirme Kararının bunun dışında yorumlanması da mümkün değildir.
IV- DANIŞTAY 7. DAİRESİNİN BEYAN EDİLEN GTİP’İN FARKLI OLDUĞU GEREKÇESİYLE GERİ VERİLMESİ HAKKINDAKİ KARAR ÖRNEKLERİ
Danıştay 7. Daire Başkanlığı’nın 2016/7467 E, 2020/5080 K. sayı ve 10.12.2020 günlü kararında yerel mahkemenin kararından bahisle;
“… Davacı şirket adına tescilli 119 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı 8173 adet GSM akıllı telefon ana kartı isimli eşyanın 8517.12.00.00.11 GTİP’te beyan edilerek tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden sonra, söz konusu eşyanın 8517.12.00.00.11 GTİP’te yer almayıp 8517.70.90.00.19 GTİP’te yer aldığının tespit edildiği ve fazladan ödenen 817.300,00 TL tutarındaki özel tüketim vergisi ile 147.114,00 TL tutarındaki katma değer vergisinin iade edilmesi gerektiğinden bahisle davacı tarafından 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi kapsamında yapılan başvurunun reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açıldığı,,
İlk Derece Mahkemesince; Uyuşmazlığın çözümünün davacı şirketçe ithal edilen eşyanın dahil olduğu gümrük tarife ve istatistik pozisyonunun belirlenmesini gerektirdiği, bu belirlemenin ise, ancak eşyanın teknik özelliklerinin bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle ortaya konulmasına ve elde edilecek verilerin, tarifenin yorumu ile ilgili genel kurallar ve ilgili pozisyonların açıklama notlarının yorumunu gerektirmesi nedeniyle, ortada açıkça yanlışlıkla alınan veya fuzulen tahakkuk eden veya tahsil edilen bir verginin söz konusu olmadığı sonucuna varılmakla, davacının iade isteminin 4458 sayılı Kanun’un 211. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği…” Belirtilmiş ve davacı tarafından temyiz edilen bu karar onanmıştır.
Danıştay 7. Daire Başkanlığı’nın 2016/5071 E. 2020/5083 K. sayı ve 10.12.2020 günlü kararında Vergi Mahkemesinin kararından bahisle;
“….Davacı adına tescilli 9 adet serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle tahakkuk ettirilen gümrük ve katma değer vergilerinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi kapsamında geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin karara vaki itirazın reddine dair işlemin iptali istemiyle dava açıldığı,
İlk derece mahkemesince; Olayda, uyuşmazlığın çözümünün, davacı şirketçe ithal edilen eşyanın dahil olduğu gümrük tarife ve istatistik pozisyonunun belirlenmesini gerektirdiği, bu belirlemenin ise ancak eşyanın özelliklerinin bilirkişi incelemesi yaptırılması suretiyle ortaya konulmasını ve elde edilecek verilerin tarifenin yorumu ile ilgili genel kurallar ve ilgili pozisyonların açıklama notlarının yorumunu gerektirmesi nedeniyle ortada açıkça yanlışlıkla alınan veya fuzulen tahakkuk eden veya tahsil edilen bir verginin söz konusu olmadığı sonucuna varıldığından, davacının iade isteminin, 4458 sayılı Kanun’un 211. maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği,” Belirtilmek suretiyle davacı tarafından yapılan temyiz başvurusu reddedilerek ilk derece mahkeme kararı onanmıştır.
Danıştay 7. Daire Başkanlığı’nın 2018/3893 E. 2022/542 K. sayı ve 14.02.2022 günlü kararında;
“MADDİ OLAY :
Davacı adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesinin 4. kaleminde yer alan .. GTİP numaralı “…” ticari tanımlı eşyaya ilişkin olarak ödenen özel tüketim ve katma değer vergilerinin 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesi uyarınca geri verilmesi istemiyle yapılan başvurunun söz konusu eşyanın beyan edilen pozisyonunun 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanunu’na ekli (IV) sayılı listede yer aldığı ve özel tüketim vergisine tabi olduğundan bahisle reddi üzerine iş bu dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesinde, kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergilerinin geri verileceği, kanunen tahakkuk ettirilmemeleri gerektiği halde tahakkuk ettirilen gümrük vergilerinin kaldırılacağı hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan; yürürlükten kaldırılan 1615 sayılı Gümrük Kanunu’nun 87. maddesi ile ilgili olarak, Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 02/07/1966 tarih ve E:1965/13, K:1966/6 sayılı kararında, aykırı içtihatlar, tahsil olunan gümrük vergilerinin anılan madde uyarınca geri verilebilmesinin, yanlışlıkla veya fuzulen tahsil olunduklarının açıkça anlaşılması koşuluyla olanaklı bulunduğu yolunda birleştirilmiştir. Bu bakımdan; 4458 sayılı Kanun’un benzer hükümler taşıyan 211. maddesinin uygulanmasında da, iadesi istenen gümrük vergilerinin kanunen ödenmelerinin veya tahakkuk ettirilmelerinin gerekmediğinin, açıkça; yani, herhangi bir inceleme, araştırma ve yoruma gerek olmaksızın anlaşılabilir olması koşulu aranmalıdır.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dosyanın incelenmesinden, uyuşmazlığın çözümü davacı tarafından ithal edilen eşyanın özel tüketim vergisine tabi olup olmadığının belirlenmesini gerektirmekte olup, bu belirlemenin ise, eşyanın teknik özelliklerinin tespitini ve elde edilecek verilerin yorumunu gerektirmesi nedeniyle, olayda, açıkça yanlışlıkla alınan veya fuzulen tahakkuk eden veya tahsil edilen bir verginin söz konusu olmadığı sonucuna varılmış olup, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211. maddesinde düzenlenen geri verme hükmünün uygulanamayacağı anlaşıldığından, yukarıda
değinilen gerekçeyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen temyize konu kararda isabet görülmemiştir.” Denilmek suretiyle Bölge İdare Mahkemesinin kararının bozulmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
V- DANIŞTAY 7. DAİRESİ UYGULAMASININ İÇTİHATLARI BİRLEŞTİRME KARARI DİKKATE ALINARAK DEĞERLENDİRİLMESİ
Yukarıda örnek olarak verdiğimiz Danıştay kararlarından da anlaşılacağı üzere; Danıştay 7. Dairesinin, eşyanın serbest dolaşıma girişi sırasında gümrük idaresine beyan edilmiş olan GTİP’na göre tahakkuk ve tahsil edilen gümrük vergilerinin sonradan GTİP’nun farklı olduğu ileri sürülerek geri verilmesi hususunda Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 1966 yılında vermiş olduğu 02.07.1966 tarih ve E.1965/13, K.1966/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararını dikkate aldığı anlaşılmaktadır.
Yukarda açıkladığımız üzere; Bahse konu İçtihatları Birleştirme Kararının sonuç bölümünde, geri verme kriteri olarak; “mal gümrükten çekildikten sonra yanlışlıkla alındığı veya fuzulen tahsil olunduğu açıkça anlaşılma” tabirine yer verilmiştir. Burada kullanılan açıkça anlaşılma tabirini Danıştay 7. Dairesinin; “herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmadan anlaşılma” şeklinde çok dar olarak yorumladığı düşünülmektedir. Halbuki söz konusu İçtihadı Birleştirme Kararında böyle bir ayrım bizce yoktur.
Danıştay 7. Daire kararlarında; Eşyanın GTİP ile ilgili olarak mükellefle gümrük idaresi arasında ithalat sırasında bir uyuşmazlık çıkıp çıkmadığına değinilmediği görülmektedir. Ancak, 7. Dairenin anlayışının; ithalattan sonraki aşamada GTİP pozisyonunun hatalı olduğu yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda tespit edildiğinde, gümrük vergilerinin geri verilmesinin uygun olmayacağı doğrultusunda olduğu görülmektedir.
Biz bu görüşe katılmıyoruz. Şöyle ki; 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 211 inci maddesi 1. fıkrasında “Kanunen ödenmemeleri gerektiği halde ödenmiş olduğu belirlenen gümrük vergileri geri verilir.” Hükmüne yer verilmiş olup, ikinci fıkrada ise geri vermenin 3 yıl içinde yapılacağı, kontrol ve denetleme sonucu geri verme hallerinin tespiti halinde geri vermenin doğrudan yapılacağı hükmü yer almıştır.
Geri verilmeyecek haller ise; yine kanunun 1. Fıkrasında;” kanunen ödenmemesi veya tahakkuk ettirilmemesi gereken gümrük vergileri ilgili kişinin kasten yaptığı bir tahrifat veya ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmez” şeklinde belirtilmiştir.
Görüleceği üzere; Kanunda geri verme hallerinden bahsedilmiş olup, bu hallerin ithalattan sonra yapılacak kontrol ve denetimlerde anlaşılması durumunda haksız alınmış vergilerin gümrük idaresince re’sen(doğrudan) geri verileceği belirtilmiştir. Kanun hükmü bu kadar açıkken; Danıştay 7. Dairesinin verdiği kararlarda GTİP’nun hatalı beyan edildiğinin sonradan yapılacak inceleme ve araştırmalarla tespit edilmesi halinde, İçtihadı Birleştirme Kararı gerekçe gösterilerek geri vermeme yönünde uygulama yapmasını hukuken uygun kabul etmek mümkün değildir. Bu uygulamanın kanunun verdiği hakkın yargı mercii tarafından kısıtlanması anlamına geldiğini düşünüyoruz.
Hele hele, ithalat sırasında mükellefin beyan ettiği GTİP’nun gümrük idaresince kabul edilmediği ve bu yönde mükellefle idare arasında uyuşmazlık çıktığında; mükellefin ihtirazi kayıtla gümrük idaresinin GTİP’i dikkate alınarak beyanda bulunduğu ve ödediği gümrük vergilerinin kanun yolları kullanılarak(Gümrük Kanunu 242. Maddeye göre itiraz ve akabinde yargı yolu), sonuçta beyan edilen GTİP’in doğruluğuna karar verildiğinde geri verilmemesinin hukuken hiçbir izahı olamaz. Bu durum sonucu itibariyle idari itiraz ve idari yargı yollarının işlevsiz kalması anlamına da gelecektir.
Kaldı ki, yazımıza konu Danıştay İçtihatları Birleştirme Kararında da bu konu açıkça belirtilmiş olup; GTİP konusunda ithalat sırasında mükellefle gümrük idaresi arasında bir uyuşmazlık çıktığında ve uyuşmazlık kanun yolları kullanılarak mükellef lehine sonuçlandığında, gümrük idaresinin öngördüğü GTİP dikkate alınarak haksız yere fazladan ödenen gümrük vergilerinin geri verileceğine en ufak bir şüphe yoktur.
VI- SONUÇ :
1.İthalat sırasında yapılan GTİP beyanı ile ilgili olarak gümrük idaresi ve mükellef arasında bir uyuşmazlık çıktığında ve bu uyuşmazlık yasal yollar kullanılarak mükellef lehine sonuçlandığında; mükellefin uyuşmazlık çözüm aşamasında iken gümrük idaresinin tespit ettiği GTİP’nu dikkate alınarak fazladan ödediği gümrük vergilerinin geri verileceği konusunda en ufak bir şüphe yoktur. Tersi bir anlayış yasal kanun yollarını yok saymak olur. Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulunun 1966 yılında vermiş olduğu 02.07.1966 tarih ve E.1965/13, K.1966/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı da bu yöndedir. Aksine bir düşünce gerek Gümrük Kanunu’nun 211 inci maddesine gerekse söz konusu içtihatları birleştirme kararına aykırı olacaktır.
2.Biz yukarıda da belirttiğimiz üzere; ithalattan sonraki aşamada olsa dahi mükellef ithal edilen eşyayı hatalı olarak yanlış GTİP’de beyan etmiş ve bunu üç yıl içerisinde fark ederek fazladan ödenen gümrük vergileri için gümrük idaresine geri verme talebinde bulunmuş ise; yapılacak inceleme ve araştırma sonucunda beyan edilen GTİP’nun hatalı olduğu anlaşıldığında, geri verme yönünde işlem yapılmasının Gümrük Kanunu’nun 211 inci maddesi gereği olduğunu düşünüyoruz. Bunun tek istisnasının mükellefin kasten yaptığı bir tahrifat sonucunda fazla vergi ödenmiş olmasıdır. Kaldı ki, Danıştay 7. Dairesinin GTİP’nun tespitinin teknik bir konu olduğu ve gümrük idaresince tespit edilmesi gerektiğine dair bir çok kararı bulunmaktadır. Böyle teknik bir konuda mükelleflerin hataya düşmesi ve bunu sonradan fark ettiklerinde ödedikleri fazla vergilerin geri verilmemesinin hukuk devleti anlayışına uygun düşmeyeceği düşünülmektedir.
3.Danıştay 7. Dairesinin GTİP’nun hatalı beyanıyla fazladan ödenen gümrük vergilerinin geri verilmesine ilişkin uygulamasını tekrardan gözden geçirmesinin gerekli olduğu kanaatindeyiz.