Av. Kaptan Kılıç
GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN MALİ VE CEZAİ SORUMLULUKLARI
- GİRİŞ
Uluslararası ticaretin ve rekabetin yoğun olarak yaşandığı günümüzde ithalat ve ihracat işlemlerinin yasal mevzuatın ön gördüğü şekilde ve hızlı olarak yapılması büyük önem taşımaktadır. Bunun için işinin ehli, yetenekli, donanımlı uzman insanların dış ticaret işlemlerinin her safhasında görev alması ihtiyacı vardır. İşte Gümrük Müşavirleri bu ihtiyaca cevap vermektedir. Gümrük Müşavirlerinin mesleklerini güvenle yapabilmeleri için de yasal sorumluluklarının açık ve net olarak belirlenmesi ve bunun gerek Gümrük İdarelerinin gerekse yargı mercilerinin uygulamalarına da yansıması zorunlu görülmektedir. Biz bu yazımızda, mevcut mevzuata göre gümrük müşavirlerinin mali ve cezai sorumluluklarına kısaca değinmeye çalışacağız.
- GÜMRÜK MÜŞAVİRLİĞİ MESLEĞİNİN YASAL DAYANAĞI
4458 sayılı Gümrük Kanununun 5. Maddesinde; Bütün kişilerin, gümrük mevzuatı ile öngörülen tasarrufları ve işlemleri gerçekleştirmek üzere gümrük idarelerindeki işleri için bir temsilci tayin edebilecekleri, temsilin doğrudan veya dolaylı olabileceği, temsilcinin, doğrudan temsil durumunda başkasının adına ve hesabına hareket edeceği, dolaylı temsil durumunda ise kendi adına, ancak başkasının hesabına hareket edeceği, temsilcinin, temsil edilen kişi namına hareket ettiğini beyan etmek, temsilin doğrudan veya dolaylı olduğunu belirtmek ve sahip olduğu temsil yetki belgesini gümrük idarelerine ibraz etmek zorunda olduğu, 225 inci maddenin 1 inci fıkrasında belirtilen kişilerin gümrük idarelerinde dolaylı temsilci olarak iş takip edebilecekleri belirtilmiştir.
Kanunun 225 inci maddesi 1 inci fıkrasında; “Eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetler, 5 inci madde hükümleri çerçevesinde, sahipleri ile bunların adına hareket edenler tarafından doğrudan temsil yoluyla veya gümrük müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilir ve sonuçlandırılır.” Hükmüne,
Kanunun 226 ncı maddesinde ise; “Gümrük müşavirleri her türlü gümrük işlemini takip ederek sonuçlandırabilirler.
- Gümrük müşavir yardımcıları bir gümrük müşavirinin yanında çalışır ve onun adına gümrük idarelerinde iş takip edebilirler. Gümrük müşavir yardımcılarının gümrüklerde iş takibine ilişkin sınırlandırmalar yapmaya Gümrük Müsteşarlığı yetkilidir.
- Stajyerler, gümrük idarelerinde iş takibi yapamaz.
- Gümrük müşavir yardımcılarının ve stajyerlerin fiil ve hareketlerinden doğacak mali sorumluluk, yanında çalıştıkları gümrük müşavirine aittir.” Hükmüne yer verilmiştir.
III- GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN GÜMRÜK VERGİLERİ VE İDARİ PARA CEZALARINDAN KAYNAKLANAN MALİ SORUMLULUKLARI
Gümrük Kanununun 5911 sayılı Kanunla değişik 181 inci maddesi ikinci fıkrasına göre; “İthalatta gümrük yükümlülüğünde yükümlü, beyan sahibidir. Dolaylı temsil durumunda, hesabına gümrük beyanında bulunulan kişi de yükümlüdür. Dolaylı temsilde, temsilcinin yükümlülüğü, beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumlarla sınırlıdır. 188 inci, 190 ıncı ve 194 üncü maddeler uyarınca doğan gümrük yükümlülüğü için de bu hüküm uygulanır.”
Kanunun 5911 sayılı kanunla değişik 229/2 nci maddesine göre; “Gümrük müşavirliğinin bir özel hukuk tüzel kişiliği oluşturularak yürütülmesi halinde, gümrük müşavirlerinin kuracağı tüzel kişiliklere gümrük müşavir yardımcıları da ortak olabilirler. Ancak, gümrük müşaviri ve gümrük müşavir yardımcısı birden fazla tüzel kişiliğe ortak olamaz. Gümrük müşavirliğinin bir tüzel kişilik olması halinde, gümrük beyannamesi veya beyanname kabul edilen diğer belgeler üzerine imzasını atmış olanların vergi kaybına neden olan durumu bildiği veya bilmesi gerektiği hallerde, bunlar gümrük idaresine karşı bağlı bulundukları tüzel kişilikle birlikte müteselsilen sorumlu olurlar. Bu hallerde, ilgili gümrük müşavirinin kişisel cezai sorumluluğu saklı kalmak kaydıyla, işlemi yapan kişi ile birlikte tüzel kişilik de gümrük idaresince alınan vergiler ve verilen para cezaları yönünden müteselsilen sorumludur.”
Gümrük Kanununun yukarıda metnine yer verdiğimiz 181 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre; İthalat beyanı dolaylı temsilci (gümrük müşaviri) tarafından yapılmış ise, gümrük vergileri yükümlüsü gümrük müşaviri ile birlikte hesabına beyanda bulunulandır. Dolaylı temsilde, temsilcinin yükümlülüğü; beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumlarla sınırlıdır. Gümrük müşavirliği bir tüzel kişilik oluşturularak yürütüldüğünde; tüzel kişiliğinde gümrük müşaviri ile birlikte müteselsilen gümrük vergilerinden ve para cezalarından sorumlu olabilmesi için; “gümrük beyannamesi veya beyanname kabul edilen diğer belgeler üzerine imzasını atmış olanlar vergi kaybına neden olan durumu bilmeli veya bilmesi” gerekmelidir. Bir başka deyişle gümrük müşavirinin yükümlülüğünden bahsedebiliyor isek, bu durumda tüzel kişilikte sorumlu olacak demektir.
5911 sayılı Kanunla Gümrük Kanununun 181 inci maddesinde Gümrük Müşavirlerinin gümrük vergileri yükümlülüğü ile ilgili olarak çok önemli bir değişiklik yapılmıştır. Daha önce gümrük vergilerinden dolayı gümrük müşavirinin sorumluluğunda herhangi bir sınırlama yokken, değişiklikle müşavirin sorumluluğu; “beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği” durumlarla sınırlandırılmıştır. Bu durumda gümrük müşaviri kendisine ibraz edilen belgeleri ‑gümrük müşavirinde olması gereken bilgi birikimi ve uzmanlıkla‑ incelediğinde herhangi bir olumsuzluk görmemiş ise, bunlara istinaden dolaylı temsilci sıfatıyla beyanda bulunduğu için gümrük vergilerinden sorumlu olmayacaktır. Objektif olarak değerlendirildiğinde; gümrük müşavirinin mesleği icabı beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bilmesi gerektiğini söyleyebiliyor isek, o zaman gümrük vergilerinden sorumlu olacaktır. Bu sorumluluk ölçüsü; maddede de belirtildiği üzere gerek ithalat gerekse 188 ve 190 ıncı maddelere göre ihracat ve 194 üncü maddeye göre de Dahilde işleme rejimi kapsamında alınacak Telafi Edici Vergi yükümlülükleri için de geçerlidir.
Kanunun 181 inci maddesi ikinci fıkrasına göre dolaylı temsilci Gümrük Müşavirinin sorumluluğuna açıklık getiren Gümrük Genel Tebliği (Tahsilat İşlemleri) (Seri No: 2) (21.01.2014 t. 28889 s. R.G.)’nin 6. Maddesine göre;
“(1) Gümrük Kanununun 181 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü doğrultusunda dolaylı temsilcinin, beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiği durumların tespitinde;
- a) Gümrük beyannamelerinin beyanın hazırlanmasına esas alınan belge ve bilgilere uygun olmaması,
- b) Gümrük beyannamesi eki belgeler arasında çelişki bulunması halinde gümrük müşavirinin elindeki imkânlarla bu hususu araştırmamış olması,
- c) Gümrük beyannamesine eklenen belgelerin sahte, yanlış veya hatalı olduğunun ayrıca bir araştırmaya gerek duyulmaksızın anlaşılabilecek olması,
ç) Gümrük beyannamesine eklenen belgelerin ulusal ve uluslararası mevzuatın ön gördüğü formlara veya şartlara uygun olmaması,
- d) Beyanname kapsamı eşyanın cins, nevi ve niteliğinin herhangi bir tahlil veya detaylı bir incelemeye gerek kalmaksızın yapılacak fiziki incelemeyle veya beyanname eki belgelerde yer alan bilgilerden anlaşılabilmesine karşın, tarife yönüyle yapılan beyanın gümrük vergilerini ödememe veya noksan ödeme veya vergi dışı önlemlere tabi olmama sonucunu doğuracak nitelikte olması,
- e) Vergi kaybına neden olan işleme ilişkin olarak, sorumlulukları Gümrük Kanununun 181 inci maddesinin ikinci fıkrası çerçevesinde ortaya konulmak şartıyla haklarında; Gümrük Kanunu, 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve ceza koyan ilgili diğer kanunlar kapsamında takibatta bulunulması talebiyle fezleke, rapor veya iddianame düzenlenmiş olması, hallerinin varlığı araştırılır. Bu hallerden herhangi biri mevcut ise dolaylı temsile yetkili kişiler müştereken ve müteselsilen sorumludur.
(2) Dolaylı temsile yetkili kişilerin sorumluluğunun tespit edildiği durumlarda, ek tahakkuka ilişkin olarak alınan kararlarda yapılan tespitler ispatlayıcı belgelerle birlikte gerekçeli olarak belirtilir.”
Uygulamada, özellikle Gümrük Müdürlükleri ile Gümrük ve Dış Ticaret Bölge Müdürlüklerince gümrük müşavirlerinin gümrük vergilerinden ve idari para cezalarından sorumlukları belirlenirken, Tebliğin yukarıda belirtilen 6 ncı maddesinde yapılan açıklamaları mutlaka dikkate almaları gerekir. Bu açıklamalara göre gümrük müşavirleri; temsil ettikleri gerçek ve tüzel kişiler tarafından kendilerine sunulan belgelerin ayrıca bir araştırmaya gerek olmadan sahte, yanlış ve hatalı olduğu anlaşılıyor ise, belgeler yürürlükteki mevzuata uygun değillerse, belgeler ve beyanname arasında farklılık ve şüphe çeken bir durum var ise, beyanname kapsamı eşyanın cins, nevi ve niteliği herhangi bir tahlil veya detaylı bir incelemeye gerek kalmaksızın yapılacak fiziki incelemeyle veya beyanname eki belgelerde yer alan bilgilerden anlaşılıyor olmasına rağmen, beyan edilen GTİP(Gümrük Giriş Tarife Pozisyonu) gümrük vergilerinin ödenmemesi, noksan ödenmesi veya dış ticaret önlemlerine tabi tutulmaması sonucunu doğuruyor ise, sorumlu olacaklardır.
Ayrıca burada dikkat çekmek istediğimiz bir durumda; bahse konu Tebliğin 6/1-e bendinde belirtilen Gümrük Kanunu, Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve ceza koyan diğer kanunlara göre takibat için fezleke, rapor ve iddianame düzenlenmiş olması durumudur. Uygulamada, bu tür durumlarda gerekçeleri açık ve net olarak belirtilmeden gümrük müşavir veya yardımcılarının sorumluluğu cihetine gidildiğine sıkça rastlanmaktadır. Halbuki, tebliğin bu maddesinde açıkça belirtildiği üzere; bu yola gidilebilmesi için gümrük müşavirinin kanunun 181 inci maddenin ikinci fıkrasına göre sorumlu olduğunun gerekçeleriyle birlikte ortaya konması gerekmektedir.
Gümrük Kanununun 226 ncı maddesine 5911 sayılı Kanunla eklenen dördüncü fıkraya göre; “Gümrük müşavir yardımcılarının ve stajyerlerin fiil ve hareketlerinden doğacak mali sorumluluk, yanında çalıştıkları gümrük müşavirine aittir.” Bu hükümden de görüleceği üzere; gümrük müşavir yardımcıları ve stajyerlerin fiillerinden kaynaklanan gümrük vergileri ve para cezası sorumluluğu yanlarında çalıştıkları gümrük müşavirine, ceza yaptırımı öngören fiillerden dolayı sorumluluk ise “suç ve cezanın şahsiliği ilkesi” gereği ancak bunları işleyenlere aittir.
Gümrük Müşavirlerinin Gümrük Kanununa göre idari para cezalarından sorumluluğu
Gümrük Yönetmeliğinin 563 üncü maddesi birinci fıkrasına göre; “ Gümrük müşavirleri imzaladıkları beyanname ile ilgili cezai hükümlerin uygulanması açısından beyannamede belirtilen bilgiler ile beyannameye ekli belgelerin doğruluğundan ve ilgili rejimin gerektirdiği bütün yükümlülüklere uyulmasından, Kanunun 181 inci maddesinin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla, sorumludur.”
Gümrük müşavirlerinin gümrük vergilerinden sorumluluğu ile ilgili yaptığımız açıklamalar; aynı zamanda onların Kanunun Onbirinci Kısmında “Cezalar” başlığı altında tanımlanan idari para cezalarıyla(kabahat) ilgili sorumlulukları tayin edilirken de dikkate alınacaktır. Gümrük vergilerinden dolayı sorumlu tutulamayan müşavirin buna ilişkin idari para cezasından sorumlu tutulması hukuken mümkün ve doğru değildir. Yönetmeliğin 563 üncü maddesinde yer alan “kanunun 181 inci maddesinin ikinci fıkrası saklı kalmak kaydıyla” ifadesinden; gümrük müşavirlerinin idari para cezalarından sorumlu olabilmeleri için “beyanda kullanılan verilerin yanlış olduğunu bildiği veya mesleği icabı ve mutat olarak bilmesi gerektiğini” anlıyoruz.
Kanunun 181 inci maddesi ikinci fıkrasıyla dolaylı temsilcinin sorumluluğuna getirilen sınırlama, sadece gümrük müşavirlerinin sorumlulukları için değil, aynı zamanda Kanunun 225/1 inci maddesine göre kendilerine dolaylı temsil yetkisi verilecek posta idaresi ya da hızlı kargo taşımacılığı yapan şirketler içinde geçerlidir.
Gümrük Müşavirlerinin gümrük vergileri ve para cezalarından sorumluluklarına dair Danıştay 7. Dairesinin E.2002/1220, K.2005/3010 sayılı, 30.11.2005 günlü kararını naklediyoruz: “…4458 sayılı Gümrük Kanununun 181’inci maddesinin 3’üncü fıkrasının 1’inci bendinde, 1’inci fıkrada belirtilen rejimlerden biri için bulunulan beyanda kullanılan verilerin, kanunen alınması gereken vergilerin tamamen veya kısmen tahsil edilememesine sebep olduğu takdirde, beyanın yapılabilmesi için bu verileri veren ve bu verilerin yanlış olduğunu bilen veya normal olarak bilmesi gereken kişilerin de gümrük vergilerinden sorumlu olduğu, hükme bağlanmış; aynı Yasanın 225’inci maddesinin 1’inci fıkrasında ise, eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetlerin, 5’inci madde hükümleri çerçevesinde sahipleri ile bunların adına hareket edenler tarafından doğrudan temsil yoluyla veya gümrük müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilip ve sonuçlandırılacağı, belirtilmiş olup; 229’uncu maddesinin 2’nci fıkrasında da, gümrük müşavirliğinin bir tüzel kişilik oluşturularak yürütülmesi halinde, tüzel kişilik ortaklarının gümrük müşaviri olmasının zorunlu olduğu; bu durumda, gümrük beyannamesi veya beyanname kabul edilen diğer belgeler üzerine imzasını atmış olanların vergi kaybına neden olan durumu bildiği veya bilmesi gerektiği hallerde, bunların, gümrük idaresine karşı bağlı bulundukları tüzel kişilikle birlikte müteselsilen sorumlu olacağı; bu hallerde, ilgili gümrük müşavirinin kişisel cezai sorumluluğu saklı kalmak kaydıyla, gümrük idaresince alınan vergiler ve para cezalarından işlemi yapan kişi ile birlikte şirketin de sorumlu tutulacağı hükmüne yer verilmiştir.
Müteselsil borç; Borçlar Kanununun 141 inci maddesinde, alacaklıya karşı her biri borcun tamamından sorumlu olmayı kabul eden veya kanunun açıkça bu şekilde sorumlu kıldığı borçlular arasında mevcut olan borç olarak tanımlanmış; anılan Kanunun 142 nci maddesinde de; alacaklının, birden fazla borçlunun her birinden borcun ifasını isteyebileceği ve borcun tamamı ifa edilinceye kadar bütün borçluların mesuliyetinin devam edeceği belirtilmiştir.
Yukarıda açıklanan düzenlemelerden; gümrük müşaviri aracılığıyla sahte dahilde işleme izin belgeleri ile yapılan geçici ithalat sırasında tahakkuk eden gümrük vergilerinin takibi için, alacaklı gümrük idaresinin tahakkuk safhasından itibaren, her aşamada müşterek ve müteselsil sorumlulardan sadece birine ya da aynı anda her ikisine vergi alacağının tahsili için başvurabileceği sonucuna varılmıştır…” (Danıştay web sitesi)
- GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN DİSİPLİN YÖNÜNDEN SORUMLULUKLARI
Gümrük Kanununun Geçici 6 ncı maddesine göre; “…2. Gümrük müşavirliği veya gümrük müşavir yardımcılığı mesleğinin vakar ve onuruna aykırı fiil ve hareketlerde bulunanlarla, görevlerini yapmayan veya kusurlu olarak yapan ya da görevinin gerektirdiği güveni sarsıcı hareketlerde bulunan meslek mensupları hakkında, gümrük müşavirliği hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi amacıyla, durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre aşağıda tanımlanan disiplin cezaları verilir.
- a) Uyarma: Meslek mensubuna mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
- b) Kınama: Meslek mensubuna görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının yazı ile bildirilmesidir.
- c) Geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma: Mesleki sıfatı saklı kalmak şartıyla altı aydan az, bir yıldan çok olmamak üzere mesleki faaliyetten alıkoymadır.
- d) Meslekten çıkarma: Meslek mensubunun izin belgesinin geri alınarak, bir daha bu mesleği icra etmesine izin verilmemesidir.
- Mesleki kurallara, mesleğin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette bulunanlarla, görevin gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunan meslek mensupları hakkında, ilk defasında uyarma, tekrarında ise kınama cezası uygulanır.
Görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan ya da bu Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunan meslek mensupları için geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.
Sahte belgelere dayanılarak yanlış beyanda bulunulduğunun, ancak bu durumun gümrük müşavirinin bilgisi dışında olduğunun, bununla birlikte, bir araştırma sonucunda gerçek durumun öğrenilebileceğinin Gümrük Müsteşarlığı merkez denetim elemanlarınca rapora bağlandığı durumlarda, ilgili gümrük müşavirine ilk defasında kınama cezası verilir. Bu hususun tekerrür etmesi halinde geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.
7.1.1932 tarih ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun hükümlerine göre kaçakçılık suçundan mahkumiyet kararı kesinleşen meslek mensuplarına, meslekten çıkarma cezası verilir.
- Üç yıllık bir dönem içinde iki veya daha fazla disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan meslek mensubuna, her yeni suçu için bir öncekinden daha ağır ceza uygulanabilir. Beş yıllık dönem içinde iki defa mesleki faaliyetten alıkoyma cezası ile cezalandırılmasından sonra bu cezayı gerektiren fiili yeniden işleyen meslek mensupları hakkında meslekten çıkarma cezası uygulanır.
Disiplin kurulları bir derece ağır veya bir derece hafif disiplin cezasının uygulanmasına karar verebilirler. Takibat ve hüküm tesisi, disiplin soruşturması yapılmasına ve disiplin cezası uygulanmasına engel değildir.
- Meslek mensubu hakkında savunması alınmadan disiplin cezası verilemez. Yetkili disiplin kurulunun on günden az olmamak üzere verdiği süre içinde savunma yapmayanlar, savunma hakkından vazgeçmiş sayılırlar.
Disiplin cezaları kesinleşme tarihinden itibaren uygulanır.
- Gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcıları, görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı fiillerinin niteliğine göre Türk Ceza Kanununun devlet memurlarına ait hükümleri uyarınca cezalandırılır.
- Disiplin cezaları bir dava sonucuna bağlı olmaksızın mevzuat hükümlerine aykırılığı gümrük idarelerince tespit edildiği tarihten itibaren 3 yıl süreyle uygulanmadığı takdirde zaman aşımına uğrar. Mevzuata aykırı işlem ve eylemlerin aynı zamanda bir adli kovuşturma konusu olması halinde, bu aykırılık için Türk Ceza Kanununda öngörülen zamanaşımı hükümlerine göre disiplin cezası verilebilir.
- 2 numaralı bentte belirtilen uyarma ve kınama cezası yetkili gümrük başmüdürü, geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası Müsteşarlık Merkez Disiplin Kurulu, meslekten çıkarma cezaları Müsteşarlık Yüksek Disiplin Kurulu tarafından verilir.
- Bu Kanuna ve gümrüklerde uygulanan mevzuat hükümlerine aykırı hareketleri görülen gümrük müşavirleri ve gümrük müşavir yardımcılarının izin belgeleri Bakanlık müfettişleri ve gümrük ve dış ticaret bölge müdürleri tarafından gerek görülmesi hâlinde tedbir mahiyetinde en fazla altı ay süre ile geçici olarak alınır ve gümrüklerde iş takip etmelerine izin verilmez. Bu durum, gerekçesiyle birlikte izin belgesinin alınmasını izleyen günde Bakanlığa bildirilir. Bu şekilde izin belgeleri alınanlar hakkında geçici mesleki faaliyetten alıkoyma cezası verilmesi hâlinde, tedbir mahiyetinde izin belgelerinin alındığı süre verilen cezadan mahsup edilir. 3713 sayılı Kanun kapsamında haklarında kovuşturma başlatılanların izin belgeleri kovuşturma sonuçlanıncaya kadar tedbiren geri alınır
- GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN CEZA KOYAN KANUNLARA GÖRE SORUMLULUKLARI
Bilindiği üzere, ülkeye eşya giriş ve çıkışıyla ilgili olarak yürürlükteki gümrük ve dış ticaret mevzuatını kasten ihlal edici fiiller Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ve yine bir çok fiil Türk Ceza Kanunu ve diğer özel ceza kanunlarda düzenlenmiş ve yaptırıma bağlanmıştır. Gümrük müşavirlerinin de mesleklerini icra ederken bu kanunlarda düzenlenen suçları işlemeleri söz konusu olabilir.
Ancak, özellikle uygulamada gümrük müşavirlerinin fiillerinin ne zaman Gümrük Kanununa göre kabahat ne zaman Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve diğer özel ceza kanunlarına göre suç oluşturduğu noktasında farklı değerlendirmeler olmakta, hatta çoğu kez suç olmayan fiillerden dolayı haklarında soruşturma ve kovuşturma yapılabilmekte ve mağduriyetler yaşanmaktadır.
Gümrük Yönetmeliğinin 579 uncu maddesine göre;
(1) Bir fiilin hem Kanunun hem de kaçakçılıkla mücadele veya diğer ceza koyan kanunların kapsamına girebilecek olması durumunda, idare amiri durumu inceleyerek olay dolayısıyla, aynı zamanda diğer kanunlara göre işlem yapılıp yapılmayacağını tespit eder
(2) Soruşturma veya kovuşturma sonucunda Kanunda tayin edilen cezalardan daha ağır bir para cezasına karar verildiği veya fiilin suç teşkil ettiğine ve suçtan dolayı yaptırım uygulanmasına karar verildiği takdirde, kararın kesinleşmesi ve hükmolunan paranın tahsili şartıyla Kanuna göre verilmiş olan ceza kaldırılır ve alınmış olan para geri verilir.”
Görüleceği üzere, yönetmelik maddesinde idare amirine(bunlar çoğunlukla Gümrük Müdürü ve Yardımcısı olmaktadır) “durumu inceleme ve olayın kaçakçılık suçu mu yoksa gümrük kabahati mi olduğunu değerlendirme konusunda takdir yetkisi” tanınmıştır. Uygulamada bu takdir yetkisinin yüzde yüze yakın oranda her iki kanuna göre de takibat yapılması şeklinde kullanıldığı görülmektedir. Bunun sonucunda ise; sadece gümrük kanununa göre idari para cezası verilecek olaylar kaçakçılık ve Türk Ceza Kanununa göre resmi belgede sahtecilik suçlaması ile de mahkemelere intikal ettirilebilmekte ve her ne kadar yargılama sonucunda gümrük müşavirlerinin suçsuz olduğu anlaşılsa bile, bu süreçte mağduriyetler yaşanmaktadır.
Bu konuda Gümrük Müşavirleri Derneklerince Ticaret Bakanlığına çeşitli başvurular olduğu ve konuya açıklık getirilmesi ve böylece yaşanan mağduriyetlerin önüne geçilmesinin talep edildiği bilinmektedir.
Nitekim Ticaret Bakanlığınca yayımlanan 17.02.2020 / 52302630 sayı ve günlü yazıyla Gümrük idarelerinde bu konuda yaşanan tereddütlerin giderilmesine ve konuya açıklık getirilmesine çalışılmıştır. Söz konusu yazıda özetle; “…4458 sayılı Gümrük Kanununun yanı sıra 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamında da işlem tesis edilecek olması halinde, söz konusu eylemin “aldatıcı işlem ve davranış” olarak değerlendirilebilmesi gerekmektedir.
Gümrük vergilerinin ödenmemesi veya eksik ödenmesi amacıyla icra edilen bir fiilin aldatıcı işlem ve davranış olarak nitelendirilerek 5607 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesinde;
-Eşya ve/veya ambalajı üzerinde, eşyanın vergilendirmeye esas unsurlarının doğru olarak tespit edilmesini engellemeye yönelik olarak tahrifat yapılması,
– Gerçeğe aykırı veya sahte belge ibraz edilmesi veya orijinal belge üzerinde tahrifat yapılması,
hususlarının aldatıcı davranış ve işlemin varlığına yönelik emareler olarak değerlendirilmesi;
Öte yandan her olayın mutlaka kendi olguları/gerçekleri bağlamında ele alınması ve değerlendirmelerin olay bazında yapılarak “kasıt” unsurunun varlığının somut biçimde ortaya konulması, 5607 sayılı Kanun ile umulan amacın gerçekleşmesi ve olası mağduriyetlerin önüne geçilmesi yönünden önem taşımaktadır.” Açıklamalarına yer verilmiştir.
Yine Ticaret Bakanlığı Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğünün 29.04.2019 tarihli ve 43895923 sayılı yazısı ile tüm Gümrük Muhafaza ve Kaçak İstihbarat Müdürlüklerine gönderilen Ticaret Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğünün 12.03.2019 tarihli ve 42502242 sayılı yazısında gümrük müşavirlerinin sorumluluklarıyla ilgili olarak özetle; “…Ceza hukukunda fail bir neticeyi önlemek imkânına sahip olduğu halde bunu yapmamışsa ve özen yükümlülüğüne uygun davranmadığı her durumda, nedensellik bağının varlığı kabul edilmelidir.
İkinci olarak ise; olay sonradan incelendiğinde olayı meydana getiren etkin hareketin, özen mükellefiyeti çerçevesinde fiili ve sonucunu engellemeye çalışma fiili içinde yer alıp almadığına da bakılmalıdır. Böylece, fiile dahil ve kolaylaştıran hareketler sorumluluk alanında olduğu kabul edilirken fiillin dışında kalan hareketler özensiz dahi olsalar sorumluluk alanının dışında kabul edilmelidir.
Dolayısıyla, gümrük müşavirinin fiile dahli varsa, özen mükellefiyetini gereği gibi yerine getirmemesinden dolayı fiil oluşmuşsa sorumlu kabul edilmesi, tüm mesleki bilgi tecrübe ve sorumlulukları ile hareket etse dahi fiili ve neticesini engel olamayacak fiil her şartta meydana gelecekse sorumlu kabul edilmemesi uygun olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde konu değerlendirildiğinde;
1 – Her somut olay kendi içinde ele alınmak suretiyle değerlendirilip, olaya iştiraki ve illiyet bağının tespiti gerektiğinden gümrük müşavirleri hakkında “takibata mahal yoktur” şeklinde genel bir talimat verilemeyeceğinin,
2- Gümrük idarelerindeki sahtecilik suçu gibi ağır suçlarda illiyet bağının kollukça ilk aşamada kurulamadığı hallerde, gümrük müşavirlerinin mağduriyetine mahal vermemek adına, taşra idarelerine konunun mevzuat çerçevesinde titizlik ve hassasiyetle ele alınması yönünde gerekli bilgilendirme yapılmasının,
Uygun olacağı..” görüş ve değerlendirmesi yapılmıştır.
Öte yandan, 5271 sayılı 04.12.2004 tarihli Ceza Muhakemesi Kanununun 160, 161 ve 164 üncü maddeleri ve 01.06.2005 tarihli Adli Kolluk Yönetmeliği gereğince; soruşturma işlemleri, Cumhuriyet savcısının emir ve talimatları doğrultusunda adli kolluk tarafından gerçekleştirilir ve adli kolluk görevlileri, Cumhuriyet Savcısının adli görevlere ilişkin emirlerini gecikmeksizin yerine getirmekle mükelleftir.
Nitekim, söz konusu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde; “Adlî kolluk görevlileri, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, Cumhuriyet savcısının emirleri doğrultusunda şüphelinin lehine veya aleyhine olan tüm delilleri, kanunda ön görülen koşullara uyarak toplamak, muhafaza altına almak ve bunları bir fezleke ile Cumhuriyet savcısına sunmakla yükümlüdür.” düzenlemesi yer almaktadır. Ancak, uygulamada; adli kolluk birimlerinin şüphelinin lehine olan delilleri toplamada aleyhe olanları toplama kadar titiz hareket etmedikleri de bilinen bir gerçektir. Ayrıca, düzenlenen fezlekelerde şüpheliler hakkında Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa ve Türk Ceza Kanununa göre takibatta bulunulması istenirken, gümrük müşavirlerinin fiillerinin açık ve net ortaya konmadığı, şüphenin gerekçelendirilmediği, lehe olan delillere çoğunlukla değinilmediği de bir gerçektir.
Biz, özellikle Kaçakçılık suçlarıyla ilgili soruşturma yapan adli kolluk birimlerinin eğitimlerine, uzmanlaşmalarına daha fazla önem verilmesini ve yasal metin ve talimatların da genel değil, görevlilerin sübjektif davranamayacağı şekilde daha ayrıntılı ve somut olması gerektiğini düşünüyoruz.
- YETKİLENDİRİLMİŞ GÜMRÜK MÜŞAVİRLERİNİN MALİ VE CEZAİ SORUMLULUKLARI
Ticaret Bakanlığınca çıkarılan Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği Tebliği (10.09.2020 t. 31240 s. R.G.) ile yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği sistemine ilişkin usul ve esaslar belirlenmiştir. Bakanlıkça hazırlanan bu Tebliğin yasal dayanağı 4458 sayılı Gümrük Kanununun 10 ve 226 ncı maddeleri ile Gümrük Yönetmeliğinin 574 üncü maddesidir. Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliğinin yasal dayanağı olan 10 uncu madde de 5911 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle Gümrük Müsteşarlığının yetkisine açıklık getirilmiştir. Maddenin birinci fıkrası (c) alt bendine göre; “Müsteşarlık, gümrük mevzuatının doğru olarak uygulanması için gerekli gördüğü bütün önlemleri alır. Bu çerçevede, eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin gerekli gördüğü bir kısım tespit işlemlerinin, belirleyeceği niteliklere sahip gümrük müşavirleri eliyle yürütülmesine ilişkin usul ve esasları düzenlemeye yetkilidir.” Ayrıca, yeni Gümrük Yönetmeliğinin 574 ila 578. maddelerinde yetkilendirilmiş gümrük müşaviri olmanın şartları, sorumlulukları ve uygulanacak disiplin cezalarına yer verilmiştir.
Biz bu yazımızda, yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin yukarıda belirtilen mevzuattan doğan yetki ve görevlerine değil, gümrük vergileri ve idari para cezalarından doğan mali sorumluluklarıyla, disiplin ve cezai sorumluklarına değinmekle yetiniyoruz.
Bu manada, Gümrük Yönetmeliğinin “Yetkilendirilmiş gümrük müşavirinin sorumluluğu ve uygulama esasları” başlıklı 575 inci maddesi birinci fıkrasına göre; “(1) Yetkilendirilmiş gümrük müşavirleri, yapmış oldukları tespit işlemleri ve bunlara ilişkin düzenlenen raporların ve onayladıkları EUR.1/EUR.MED ve A.TR dolaşım belgelerinin doğruluğundan sorumludur. Yaptıkları tespit işlemleri ve bunlara ilişkin raporların doğru olmaması halinde, tespit işleminin kapsamı ile sınırlı olmak üzere, ziyaa uğratılan vergilerden ve kesilecek cezalardan yükümlü ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.”
Görüleceği üzere; Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirlerinin gümrük vergilerinden ve idari para cezalarından sorumlu olmasının şartı; yaptıkları tespit işlemleri ve bunlara ilişkin raporların doğru olmaması ve gümrük vergileri kaybının bundan kaynaklanmasıdır. Ayrıca sorumluluk, tespit işleminin kapsamıyla sınırlı olan bir sorumluluktur. Yine Gümrük Yönetmeliğinin 575/3-c maddesine göre; Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirleri yanında çalışan Gümrük Müşavir Yardımcılarının yaptıkları işlemlerden doğacak şahsi sorumlulukları saklı kalmak üzere, hukuki ve mali sorumlulukları yanlarında çalıştıkları yetkilendirilmiş gümrük müşavirine aittir.
Gümrük Yönetmeliğinin 575 inci maddesi onuncu fıkrasına göre; “Yetkilendirilmiş gümrük müşavirliği yetkisini kazanan kişinin gümrük müşavirliği statüsünün devam etmesi nedeniyle bu Yönetmeliğin Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirlerine ilişkin maddelerinde yer almayan hususlarda gümrük müşavirinin tabi olduğu mevzuat hükümleri yetkilendirilmiş gümrük müşaviri için de geçerlidir.”
Bu düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere; Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sistemi gümrük müşavirlerinde olduğu gibi, dolaylı temsilci olarak gümrük idarelerinde bütün gümrük işlemlerini takip etme esası üzerine kurulu değildir. Mali Sorumlulukları da Gümrük Yönetmeliğinin 575 inci maddesinde belirtildiği şekildedir. Ayrıca, yetkilendirilmiş gümrük müşavirlerinin gümrük müşavirliği statüsü devam ettiğinden disiplin yönünden ve ceza kanunlarına göre sorumlulukları bakımından yukarıda gümrük müşavirleriyle ilgili yaptığımız açıklamalar bunlar içinde geçerlidir.
İZMİR, 18.10.2024