
Av. Kaptan Kılıç
DAHİLDE İŞLEME REJİMİNDE GÜMRÜK VERGİLERİ TAHAKKUKU VE KESİNLEŞMESİ
- Giriş
4458 sayılı Gümrük Kanununun 108 ila 122’nci maddelerinde Dahilde İşleme Rejiminin düzenlendiği görülmektedir. Dahilde işleme rejimi; yurt dışından gelen eşyanın serbest dolaşıma girmeden işlem görmüş ürünlerin üretiminde kullanılmak üzere Türkiye gümrük bölgesine girmesini, bu sırada gümrük vergileri ve ticaret politikası önlemlerine tabi olmamasını ve bilahare işlendikten sonra ihraç edilmesini düzenleyen rejimdir.
Bu yazımızda, Dahilde İşleme Rejimine göre yapılan ithalat sırasında gümrük vergilerinin tahakkuku ve kesinleşmesinde önem arz ettiğini düşündüğümüz durumlara değineceğiz.
- Dahilde işleme rejimine göre yapılan ithalatta gümrük vergileri tahakkuku ne zaman yapılır ve kesinleşir?
Dahilde işleme rejimine göre yapılan ithalatta gümrük vergileri beyannamenin tescil tarihinde hesaplanarak teminata bağlanmaktadır. Peki bu işlemi gümrük vergilerinin tahakkuku olarak niteleyebilir miyiz? Çünkü, dahilde işleme rejimine göre ithal edilen eşyada gümrük yükümlülüğü eşyanın ithalinden sonra ki aşamada doğabilmektedir. Gümrük Kanununun 108 inci maddesinde, dahilde işleme rejimine göre eşya ithali “şartlı muafiyet sistemi” olarak adlandırılmıştır. Bunun anlamı ise, dahilde işleme belgesi/izni kapsamında yapılan ithalatta “muafiyetin uygulamasının bir yandan ithal edilen eşyanın işlendikten sonra ihraç edilmesi öte yandan vergilere karşılık teminat verilme şartına” bağlanmasıdır. Rejim hükümleri ihlal edilmediği sürece eşya gümrük vergilerine ve dış ticaret önlemlerine tabi tutulmadan Türkiye Serbest Bölgesinde kalmaktadır. Ancak, rejimin özelliği gereği, ithale ilişkin beyannamenin tescil tarihi itibariyle vergiler tahakkuk ettirilerek tahsil edilmek yerine teminata bağlanmaktadır.
Her ne kadar bu durum(gümrük vergilerinin tahakkuku), yukarıdaki anlatımımıza göre gümrük vergileri yükümlülüğü doğmadan yapılan bir işlem ise de, bunun adı geçen rejime özgü bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Gümrük idaresi, dahilde işleme rejiminde ithal eşyası için öngörülen gümrük vergilerini tahakkuk ettirmekte ancak, tahsil etme yerine teminata bağlamakta, eşya konulmuş koşullara uygun olarak ihraç edilmediğinde ise başlangıçta tahsil edilmeyen gümrük vergileri yükümlüden tahsil edilmektedir.
Ayrıca, Gümrük Kanununun 207’nci maddesine göre; nakdi teminat dışında bir teminat verilmiş ise, eşyanın ilgili rejimin öngördüğü hükümlere uyulmaması nedeniyle bir gümrük yükümlülüğü doğması halinde, buna ilişkin beyannamenin tescili tarihinden başlamak üzere, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun hükümlerine göre belirlenen gecikme zammı tahsil edilir.
- Dahilde işleme rejiminde Gümrük Vergileri tahakkukunun kesinleşmesinde dikkat edilmesi gereken nokta
Dahilde işleme rejimine göre ithal edilen eşyada, gümrük vergileri tahakkuk ettirilerek teminata bağlandığı sırada, yükümlünün eğer gümrük idaresinin inceleme ve kontrolü sonucu hesaplanan vergilere bir itirazı var ise bunu yapması gerekir. Aksi halde, tahakkuk ettirilen vergiler iç kanun yolları kullanılmadığı için kesinleşir.
Ancak burada şöyle bir soru akla gelebilir; Rejim hükümlerine aykırılık gerekçesiyle gümrük vergilerinin ödenmesi ithalattan sonraki aşamada zorunlu hale geldiğinde, Gümrük Müdürlüğü ithalat sırasında yapılan tahakkukun kesinleştiğinden hareketle doğrudan 6183 sayılı yasaya göre ödeme emri düzenleyip takibat yapacak mıdır?
Bu konuda Danıştay’ın iki farklı kararına yer vermek istiyoruz.
Danıştay 7. D.nin E.2006/2881, K.2007/2462 sayılı, 22.05.2007 tarihli kararı: “…Anılan hükümlere göre; serbest dolaşımda olmayan eşyanın, dahilde işleme rejimi çerçevesinde, Türkiye’de işlenerek veya başka eşyanın üretiminde kullanılarak Türkiye Gümrük Bölgesinden ihraç edilmek kaydıyla, geçici olarak ithal edilmesi halinde, ithal edilen eşyaya ait vergilerin, kural olarak, giriş sırasında, tahakkuk ettirilmesi; ancak, tahsil edilmeyerek, geçici olarak ithal edilen eşyanın işlem görmüş ürünler şeklinde ihraç edilmesi halinde iade edilmek üzere, 6183 Sayılı Kanunda öngörülen teminat türlerine göre teminata bağlanması gerekmektedir. Eşyanın geçici olarak ithal edilmiş olmasına karşın, yapılan bu tahakkuk, geçici değil kat’i tahakkuk işlemi niteliğindedir…..
Bu bakımdan; dahilde işleme rejimi şartlarının ihlal edildiğinin tespiti halinde, tahsilinden vazgeçilen vergilerin yeniden tahsil edilebilir duruma gelebilmesi için, yeni bir tahakkuka gerek olmaksızın, usulde paralellik ilkesi uyarınca, tahsilden vazgeçme kararının geri alınması yolunda işlem tesisi yeterli bulunmaktadır.
Olayda olduğu gibi, vade tarihinin belirlenmesi amacıyla, alacağın miktarı da gösterilerek, 6183 sayılı Kanunun 37’nci maddesi uyarınca yapılan tebligat, daha önce, taahhüt hesabı kapatılarak teminatların iadesi suretiyle tesis edilmiş olan “vergilerin alınmaması” yolundaki işlemin geri alınmasına ilişkin işlemi de içermekte olduğundan; geri alma işleminin, ilgilisine, ayrıca duyurulmasına da gerek bulunmamaktadır.
Mevcut hukuki durum karşısında; 6183 sayılı Kanunun anılan hükümleri uyarınca tesis edilen 9.12.2003 tarih ve 103948 sayılı işlemin tebliğinden itibaren bir ay içerisinde ödenmediği tartışmasız bulunan gümrük vergisi, katma değer vergisi ve fon payı yönünden, dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Buna göre; ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davada, Mahkemece, taahhüt hesabı kapatılarak teminatların iadesinden sonra, rejim şartlarının ihlali halinde yeniden tahakkuk yapılmaksızın ödeme emri düzenlenemeyeceği yolundaki gerekçeyle verilen kararda isabet yoktur…” (Danıştay web sitesi).
Danıştay 7. D.nin 2020/1157 E. , 2023/1198 K. sayılı 01.03.2023 tarihli kararını incelediğimizde; …Vergi Mahkemesince verilen; “… ödeme emri içeriği vergilere ilişkin olarak alınan teminatın 05/08/2015 tarihinde iadesinin yapıldığı dikkate alındığında, muafiyetin ihlal edildiğinden bahisle vergilerin tahsili için öncelikle ek tahakkuk kararı alınarak davacıya tebliğ edilmesi, idari itiraz ve dava açma hakkının tanınması gerektiği halde 6183 sayılı Kanun’un 37. maddesine göre işlem tesis edilmesinde hukuka uygunluk bulunmadığından ödeme emrinin vergilere ilişkin kısmı yönünden kesinleşmiş bir amme alacağından söz edilmeyeceği..” yönündeki kararın Bölge İdare Mahkemesinde istinafa taşınması üzerine; “..İstinaf başvurusuna konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle..” istinaf isteminin reddedildiği, bu kararın temyiz edilmesi üzerine de Danıştay 7. Daire Başkanlığınca Onandığı anlaşılmıştır(Danıştay web sitesi).
Görüleceği üzere Danıştay 7. Dairesi; Dahilde işleme rejimi hükümlerinin ihlal edilmesiyle ilgili olarak, 2007 yılında vermiş olduğu içtihadını 2023 yılında verdiği içtihatla değiştirmiş gözükmektedir.
Bu konuda bizim görüşümüz; Serbest Dolaşımda bulunmayan eşyanın Dahilde İşleme Rejimine tabi tutulması sırasında teminata alınan gümrük vergileriyle ilgili olarak, yükümlülerin yapılan tahakkuk işlemlerine bir itirazları var ise, Gümrük Kanununun 242’nci maddesine göre bu haklarını kullanmaları aksi halde, gümrük vergilerinin kesinleşerek 6183 sayılı yasaya göre tahsil edilebilir hale geleceği,
Ancak, ithalattan sonra ki aşamada; dahilde işleme rejimi hükümlerine aykırılık ve muafiyetin ihlal edilmesi nedeniyle gümrük vergilerinin istenmesi söz konusu ise, bu durumda Gümrük Müdürlüğünce ek tahakkuk kararı alınması ve yükümlülere Gümrük Kanunu’nun 242’nci maddesine göre itiraz hakkının kullandırılması gerektiği şeklindedir. Bu yol izlendikten sonra gümrük vergileri tahakkukunun kesinleştiğinden ve 6183 sayılı yasaya göre tahsil edilebilir hale geldiğinden bahsedilebilecektir.
Bu şekilde bir yol izlenmesi; Gümrük Müdürlüklerinin gerek dahilde işleme rejimine aykırılık yönündeki inceleme ve tespitlerinin gerekse buna ilişkin gümrük vergileri hesabının doğru olup olmadığının, konu adli mercilere intikal ettirilmeden idare içinde denetlenmesini ve varsa hatalı uygulama düzeltilmesini de sağlayacaktır.
- Sonuç
Yukarıda açıkladığımız üzere; Dahilde işleme rejiminin kendine has özelliği gereği, gümrük vergileri ödeme zorunluluğu(gümrük yükümlülüğü) ithalata ilişkin gümrük beyannamesinin tescilinden sonraki bir tarihte doğabilmektedir. Ancak, ithalat sırasında eşyanın gümrük vergilerinin tahakkuk ettirilerek teminata bağlanması ve bu tahakkukun Gümrük Kanununun 242’nci maddesine göre itiraz kanun yolu kullanılmaz ise kesinleşmesi söz konusu olacağından, ithalatçı firma ve gümrük müşavirlerinin; bu konuda dikkatli olmaları ve gümrük vergileri tahakkukuna bir itirazları var ise onu ilk başta yapmaları önem arz etmektedir.
Gümrük idarelerinden ise; dahilde işleme rejimi hükümlerine aykırılık nedeniyle işlem yaptıkları sırada; buna ilişkin inceleme ve tespitlerini titizlikle yapmaları, ek tahakkuk kararını doğru verilere dayalı olarak almaları ve yükümlülere Gümrük Kanununun 242’nci maddesinde ön görülen itiraz hakkını kullandırmaları beklenir. Aksi halde yapılan işlemler hukuka aykırı olduğundan iptale konu olabilecektir.
İzmir, 08.05.2025